DEHB olan bireylerde görülen iletişim bozukluğunun nedeni yüz ifadelerini tanımadaki güçlükten kaynaklanıyor olabilir.
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi, Psikiyatri Anabilim Dalı’nda yürütülen bir çalışma erişkin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tanısı almış bireylerin dürtüselliğin etkisiyle duygu içeren yüz ifadeleri ve duygu içermeyen yüz ifadelerini tanımada daha fazla bilişsel kusur yaşadıklarını gösterdi.
Yüz ifadeleri, konuşma tonlaması, mimikler ve yazılı kelimelerden oluşan sözel olmayan iletişimdeki kusurlar, zayıf sosyal becerilerin kaynağını oluşturuyor olabilir mi? DEHB olan bireyler, DEHB’in temel özellikleriyle ilintili olarak sosyal, mesleki ve kişilerarası ilişkilerde çeşitli problemler yaşamaktadır. İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi, Psikiyatri Anabilim Dalı’nda yürütülen çalışmada erişkin DEHB tanısı almış bireylerin dürtüselliğin etkisiyle duygu içeren yüz ifadeleriyle duygu içermeyen yüz ifadelerini tanımada daha fazla bilişsel kusur yaşadıklarını ve bunun sözel olmayan iletişimde yaşadıkları güçlüğün nedeni olabileceğini gösteriyor.
Son 20 yıldır DEHB olan çocuklar üzerinde yapılan çalışmalar bu çocukların yüzde duygu tanıma konusunda güçlük yaşadıklarını göstermiştir. Benzer bir durumun erişkin DEHB olan bireyler için de geçerli olduğu ancak yüzde duygu tanımadaki hataların çocuklarda dikkat eksikliği ile ilişkiliyken erişkinlerde dürtüsellik ile ilişkili olduğu gözlenmiştir. Erişkin DEHB olan bireylerde dürtüsellik arttıkça yüz tanımadaki hatalar da artmaktadır. Bilindiği gibi dürtü kontrolü ile orbitofrontal korteks arasında bir ilişki vardır ve bu durumun DEHB’in orbitofrontal işlev bozukluğu oluşundan kaynaklanıyor olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca bu iki grupta da olumsuz yüz ifadelerinin hatalı tanınması olumlu yüz ifadelerine göre daha belirgindir. Özellikle tehdit ile ilişkili korku ve sinirli yüz ifadelerinin tanınmasında kötü performans gösterdikleri bulunmuştur. Dürtüsellik ile korku ifadesi arasındaki bu ilişki öfkenin yorumlanmasının orbitofrontal korteks ile ilişkisinden kaynaklanıyor olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca DEHB’in bir amigdala işlev bozukluğu olduğu gibi amigdalanın da korkunun yorumlanmasında etkili olduğu bilinmektedir. Tüm bunlar dürtüsellik ve korku ifadesi arasındaki ilişkiyi açıklayabilir.
Bunlarla birlikte çocuk ve erişkin DEHB olan bireylerde yüzde duygu tanımada hatalar olsa da yüz tanıma açısından kontrol grubuyla anlamlı bir fark olmadığı gözlenmiştir. Duygu içeren yüz ifadelerini tanımadaki güçlük, duygu ifadelerinin kolayca birbirine karışmasının ve DEHB olan bireylerde görülen bozuk empatinin bir sonucu olabilir.
Kaynak: http://www.turkpsikiyatri.com/Data/UnpublishedArticles/o06776.pdf